İngilizler Osmanlı'ya duacı

İNGİLİZLER OSMANLI'YA “DUACI” !

Arşivlerinden çıkan bir mektup, İngiltere'nin 400 yıl kadar önce Osmanlı İmparatorluğu sayesinde İspanyol işgalinden kurtulduğunu ortaya çıkardı.

İngiltere'de yayımlanan The Guardian gazetesinin haberine göre, Kraliyet Holloway Koleji öğretim üyesi Jerry Broton, İngiltere'yi 1588'de işgal etmeye hazırlanan İspanya Krallığı donanmasının, Osmanlı donanmasının Akdeniz'deki manevralar nedeniyle ikiye bölündüğünü, böylece İngilizlerin İspanyolları yenebildiğini öne sürdü.

İngiltere'de düzenlenen Hay Tarih Festivali'nde konuşan Broton, kraliyet arşivlerinde Kraliçe Elizabeth'in askeri Danışmanı Sir Francis Walsingham'ın, 1588 başlarında İstanbul'daki İngiliz büyükelçisi William Harborne'a gönderdiği bir mektuba rastladığını ifade etti. Broton, askeri danışman Walsingham'ın, Osmanlı İmparatorluğu'nu İspanyolların "yenilmez armadası" olan donanmasını Doğu Akdeniz'de saldırılarla zayıf düşürmeye teşvik etmesini istediğini belirtti.

Zaferin gizli kahramanı

Broton yaptığı konuşmada, Walsingham'ın planının başarılı olduğunu, Osmanlıların Kuzey Afrika sahillerinde ve o dönem İspanya'ya ait olan İtalya topraklarına denizden yaptıkları saldırılarla, İspanya Kralı 2. Felipe'nin İngiltere'yi işgal etmek için hazırladığı donanmayı ikiye bölmek zorunda bıraktırdığını söyledi.

Jerry Broton, bugüne kadar resmi tarih kayıtlarında İngiltere'nin Sir Francis Drake'in İspanyol donanmasını bozguna uğratması sayesinde işgalden kurtulduğunun belirtildiğini, ancak gerçekte Osmanlıların zaferde büyük rolü olduğunu söyledi.

Kitaplar öyle yazmıyor

Halen İngiltere'deki okullarda öğrencilere, İspanyol bozgununun mimarı olarak, dönemin İngiliz donanmasının önde gelen isimlerinden Sir Drake gösteriliyor. Eski bir korsan olan Drake, Kraliçe Elizabeth tarafından, dönemin en güçlü donanmasına sahip İspanya'nın denizlerdeki hâkimiyetini sekteye uğratması için görevlendirilmişti. Drake, 30 Temmuz 1588'de İspanyol donanmasını Gravelines Savaşı'nda bertaraf etmişti.

Tarihçiler bölündü
İngiltere'nin, 400 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu sayesinde İspanyol işgalinden kurtulduğuna dair Türk tarihçilerin görüşleri şöyle:

Prof. Dr. İlber Ortaylı: "Doğru ve çok hoş bir yorum. O dönem İngiltere'nin baş düşmanı İspanya. İngiltere, İspanya karşısında zayıftı ama İspanya'nın Osmanlılarla kavga ederek kuvveti bölününce rahatladılar. Çok önemli bir olay."

Prof. Dr. Mehmet Ali Kılıçbay: "Osmanlı donanması her yıl yaz aylarında Akdeniz'e çıkardı. Bu çıkış biraz İtalyan ve Kuzey Afrika sahillerinin talan edilmesine yönelikti. Amaç biraz da köle edinmekti, çünkü kadırgalarda kürek çekecek adam bulmak lazımdı. İspanyollar da her yıl açılırlardı Akdeniz'e. Yani bu denge çok uzun zamandır devam eden bir şeydi. 'Yenilmez armada'nın bölünmesi diye bir şey söz konusu değildir, çünkü 'yenilmez armada' bir bütündür. 'Armada' bir donanmanın bir parçasını ifade eden terimdir. Armada'nın Türkçedeki tam karşılığı donanmadır. O yenilmez armada İngiltere'ye yönelmiştir gerçekten. Sir Francis Drake komutasındaki İngiliz donanmasına yenilerek de ünü yok olmuştur. Yani Osmanlılar İngiltere'nin işgal edilmesini önlediler filan, bunlar çok büyük laflar. Doğru değil. O donanma, 'yenilmez armada', deniz savaşını kazansaydı dahi İspanyolların İngiltere'yi işgal etmek gibi bir niyeti yoktu. Böyle bir niyetleri olsa dahi imkânları yoktu. Hiç tarihi gerçeklerle uyuşmuyor."

Yrd. Doç. Dr. Erhan Afyoncu (Tarihçi): "Osmanlılar 16. yüzyılda dünyaya yön veriyordu, fakat bu dönemde bütün Avrupa'yı İspanya merkezli bir güç tehdit ediyordu. İspanya o dönem milli devletleri ele geçiriyordu. İngiltere'nin 1500'lerin sonlarında Kraliçe Elizabeth döneminde, büyükelçiler vasıtasıyla Osmanlı İmparatorluğu'ndan yardım istediğini biliyoruz. Büyükelçilerin, 'Yardım edin' diyen yazışmaları da söz konusudur. Birtakım ticari imtiyazlar karşılığında, Osmanlı direkt olmasa da, donanmasını dolaylı yoldan İspanya sahillerine gönderiyor. Muhtemelen Kuzey Afrika'daki donanması, İspanya kıyılarını bombalıyor. Böylece İspanyol donanmasının gücü azalıyor, Avusturya'ya yapılan baskılar da etkili olunca İngiltere'ye saldıramıyor. Zaten, Avrupa'da protestanlık Osmanlı desteği sayesinde yaşıyor. Avrupalı tarihçiler, 'Osmanlıların İspanya'ya vurduğu her darbe protestanlığı yaşattı' diyor. Milli devletler de aynı şekilde yaşamıştır."

Milliyet H A B E R 3 - Türkiye'nin Haber Sitesi.htm

Yorumlar

Depremde nerede durmalı?

Adım Doug Copp.

Dünyanın en tecrübeli kurtarma birimi Amerikan Uluslar arası Kurtarma Ekibi' nin kurtarma şefi ve afet olayları müdürüyüm. Bu makaledeki bilgiler bir deprem anında hayat kurtaracaktır. Devamı için

Fıkralar

Kediler İçin Kara Bir Gün

1300'lerde Avrupa 'Kara Ölüm' olarak bilinen veba salgını ilk olarak 1300'lerde Çin'de ortaya çıktı.

Kurbanların şikâyetleri ağrılar, ateş ve bulantıyla başlıyordu. İnsanların dirseklerinde ve kasıklarında mor kabarıklıklar oluşuyor ve kısa sürede yumurta büyüklüğüne ulaşıp sertleşiyordu. Bu yumurtalar patladığında içinden pis kokulu siyah bir madde fışkırıyordu ancak bu rahatlama kurban için çok geç

oluyordu. Çünkü hasta beş gün içinde ölüyordu.

Bunun bilinen bir tedavisi yoktu ve alınan hiçbir önlem işe yaramıyordu. Seksen yıl içinde hastalık Çin nüfusunu üçte bir oranında azaltmıştı. İyi işleyen ticaret yolları aracılığıyla da salgın batıya doğru, Hindistan ve Ortadoğu'ya ilerliyor, her gün binlerce insanın ölümüne neden oluyordu. Hastalığa neyin sebep olduğu bulunamıyordu. 1347'de bozkır savaşçıları bir Ceneviz şehrini kuşatıp mancınıkla hastalıktan ölmüş cesetleri şehre fırlattılar.

Böylece şehrin çoğunluğu hastalığa yakalandı. Bu cesetler toplanıp yakıldı ve ardından da gömüldü ancak hastalığın yayılması engellenemedi. Şehir mahvolduğu için Cenevizliler Sicilya'ya geri döndü ve hastalığı orada da yaydılar. Hastalık, yeni ve kendisiyle ilgili hiç bilgisi olmayan bir nüfusa yayılacaktı. Sicilya üzerinden Avrupa ve Kuzey Amerika da hastalıkla tanıştı ve milyonlarca insan öldü.

Bu salgına hastanın derisinin son aşamalarda koyu mor bir renge dönmesinden dolayı "Kara Ölüm" adı verildi. Derinin bu renge dönüşmesi, soluma sorunları yüzünden kanda oksijenin azalmasından kaynaklanıyordu. Hastalık bir kere bedene girdikten sonra o günün hiçbir tıp tekniği tedavi edemiyordu. Kara ölüm şehirlerin tümünü darmadağın ederken Avrupa uygarlığının da paniğe kapılmasına yol açtı Doktorlar salgını durdurmanın yollarını aradılar. Hastalar evlerinde karantina altına alındılar ancak hastalık yine de bir orman yangını hızıyla yayıldı. Birçok insan kara ölümün, Tanrının onlara günahkar yaşamları yüzünden gönderdiği bir ceza olduğuna inandı. Tanrının öfkesini yatıştırmak için insanlar günah keçileri aramaya koyuldu.

Bazı dindarlar Tanrının öfkesini kendi üzerlerine çekip insanları kurtarmak için kendilerini kırbaçladı. Özellikle Brüksel ve Strasburg'da bazıları olanları Musevilerin varlığına bağladı.

Bu panik döneminde binlerce insan öldü. Salgının cadılar yüzünden ortaya çıktığı da söylendi. Zararsız erkek ve kadınlar evlerinden alınıp hastalığın yayılmasını önleme amacıyla yakıldı. Kedilerin ise parlayan gözleri ve geceleri dışarıda çok dolaşmaları yüzünden bu "cadıların" büyülü hayvanları olduğu düşünülüyordu. Binlerce kedi katledildi.

Aslında Avrupalılar kedileri öldürerek salgına karşı en birinci savunma hatlarını kaybetmiş oluyorlardı. Çünkü veba salgını, öteki adıyla Yersinia Pesüs yaygın bir fare biti tarafından taşınıyordu. Ortaçağda her yer fare doluydu.

Kanalizasyon ilkeldi. Caddeler insan dışkısı, çöp ve ölü hayvan artıklarıyla doluydu. Kara veba, hastalığı taşıyan bitlerin fareler yoluyla yayılması sonucu artmıştı.

Cenevizlileri Avrupa'ya geri getiren gemide insanlarla birlikte karaya çıkan fareler hastalığı taşımışlardı. Limanda yaşayan bir sürü kedi öldürülmemiş olsaydı fareleri yiyeceklerdi ve hastalık yayılmayacaktı. Ancak bu kemirgenler kontrolsüz kaldı ve getirdikleri hastalığı korumasız binlerce eve yaydı.

14. yüzyılda salgın hastalık Avrupa'da beş kez daha baş gösterdi. Salgın sona erdiğinde nüfusun üçte birinden fazlası ölmüştü. Kediler öldürülmemiş olsaydı ölüm oranı çok daha az olurdu.


Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'ye adnan menderes zamanında "marshall yardımı" ile el attık

Rumeli hisarının yapılışı

Hüseyin Nihâl Atsız'ın Topal Asker şiirini yazmasına sebep olan hadise:

Kâbe’yi yıkmaya gelen Ebrehe ve askerlerinin başına gelenler

"ERKEKLER GİBİ SAVAŞAMADIN, BARİ OTURUP KADINLAR GİBİ AĞLA"