11 yıl Atatürk’ün şoförlüğünü
yapan 100 yaşındaki Seyfettin Yılmaz suskunluğunu bozdu ve ortaya
müthiş iddialar koydu… İşte 70 yıllık sırlar:
İşte Dünden Bugüne Tercüman’ın
özel haberi:
Seyfettin Yağız 11 yıl Atatürk'ün
şoförlüğünü yaptı. Çankaya'daki kavgalara, çekişmelere
tanık olmasına rağmen sırlarıyla yaşadı. Şimdi 100 yaşında
ve artık konuşmaya karar verdi. Atatürk'ün şoförü olduğu
belirtilen ve kendisiyle yüzlerce defa röportaj yapılan Seyfettin
ile birde ben konuştum. Konuşmamız dede-torun havası içinde
geçti. Sanki röportaj yapmadık, eskileri biraz dertleştik.
Tartışma Yaratacak
Açıklamalar
Uşaklığı Öğretemedim: Savarona yatında Ürdün
Kralı Abdullah'ın üstüne kahve döken benim. Kral, "Yazık,
etrafınızda terbiyeli kimse kalmamış" deyince, Ata'nın
cevabı şu oldu: Ben bu milleti her şeye alıştırdım ama
uşaklığa alıştıramadım.
Atatürk 10 Kasım'da Ölmedi: Gazi
yatağa düşünce İnönü'ye, "Paşam Atatürk çok hasta gel"
diye dört defa haber yolladım. Gelmedi. "Geleyim de beni
öldürsün değil mi" dedi. Atatürk 10 Kasım'da ölmedi.
İnönü gizledi. Şimdi bana "Tarihi şaşırtıyorsun"
derler. Ama doğru.
İsmet Paşa'yı Hiç Sevmezdi:
Atatürk'ün en çok sevdiği insanlar Celal Bayar ve Mareşal Fevzi
Çakmak'tı. Hiç sevmediği kimse ise İsmet Paşa idi. İnönü ile
aralarının açılmasının üç sebebi vardır. Biri İzmir
suikasti, ikincisi Serbest Fırka olayı. Üçüncüsü Nuri Conker.
İzmir Suikastı Ve Karabekir: Kazım
Karabekir'in suikasttan haberi yoktu. Ziya Hurşit Issız bir yerde
bombayı atacaktı. Vali Kazım Paşa (Dirik) istihbarat almış.
"Gelmeyin paşam" diye telgraf çekti. Bunun üzerine
Atatürk "Sür kocaoğlan" dedi. Tam gaz İzmir'e girdik.
4 Bin Askerle Roma'ya Girerim:
Mussolini bizden İzmir'i istiyordu. Rodos'a 40 bin asker yığmıştı.
İtalyan Sefiri Povli Çankaya'ya geldi. Atatürk sefire, "Söyle
o koca herife; o 40 bin askerle İzmir'i alamaz ama ben 4 bin
Mehmetçikle Roma'ya girerim" diye cevap verdi.
Kadının Üstü Aranmaz: 35 yaşlarında
bir kadın geldi. Ben üstünü aramaya kalkınca Atatürk kızdı.
"Kadın aranmaz" dedi. Kadın kulağına bir şey söyleyip
gittikten sonra İsmet Paşa'yı çağırttı. "O kambur Kemal'e
söyle (İnönü'nün abisi) aklını başını toplasın. İzmir'e
gider kamburunu düzeltirim" dedi.
Atatürk'ün şoförü olduğu
belirtilen ve kendisiyle yüzlerce defa röportaj yapılan Seyfettin
ile birde ben konuştum. Konuşmamız dede-torun havası içinde
geçti. Sanki röportaj yapmadık, eskileri biraz dertleştik.
Atatürk'ün şoförü Seyfettin Bey bugün 100 yaşında.
Anlattıkları Atatürk ile ilgili gizli kalmış tüm bilgileri
ortaya seriyor. Atatürk'ün ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü
ile yaşamı boyunca aralarının açık olduğunu ve bunun
nedenlerini açıklıyor. Bilinen bir çok tarihi gerçeklerin küçük
farklılar taşıdığını anlatıyor. Ancak bu anlatım o olayın
bilinen seyrini değiştiriyor. Seyfettin Bey Atatürk'ün 10
Kasım'dan önce öldüğünü bunu İsmet İnönü'nün sakladığını
öne sürüyor. Atatürk'ün İtalyan elçisine verdiği cevap ise
oldukça ilginç.
Kimi zaman, Atatürk bir şoför amir
ilişkisini de geçerek dost masaları kurduklarını söyleyen
Seyfettin Yağız 'ın en ilginç anekdotu ise "Ben bu millete
uşaklık yapmayı öğretemedim" sözüyle ilgili. İşte
Seyfettin beyin anlatımıyla o meşhur olay. "Ürdün Kralı
Abdullah ile Sayonora yatındayız. Kahveyi götürmesi için garson
aradık bulamadık. Ben Kahveyi götürmek için Atatürk'ten izin
aldım. Kahveyi götürürken ayağım takıldı. Kahveyle beraber
kralın üstün düştüm. Bana tek kelime bir şey demedi.
Sonra Arapça, 'Yazık! Atatürk'ün
etrafında terbiyeli kimse kalmadı' demiş. Bunun üzerine Atatürk,
'Ben Türk milletine her şeyi alıştırdım ama uşaklığa
alıştıramadım' dedi." 4 bin askerle Roma'ya girerim Elbette,
Seyfettin beyin Atatürk'ün şoförü olduğu gerçeğini kabul
edersek bugünlerde 100 yaşında.
O nedenle anlattığı bir çok olayın
doğruluğu tartışılır. Ancak bu yaştaki bir kişinin bu kadar
olayı hatırlayabilmesi oldukça ilginç. Ve hayal dünyasını bu
kadar çalıştırabilmesi ise imkânsız. Seyfettin Bey İtalyan
sefiri ile Atatürk arasında İtalyanca tercümanlık da yapmış.
Konuşmaların bir kısmını mükemmel bir İtalyanca ile anlattı.
"Mussoloni bütün dünyaya meydan okuyordu. Rodos adasına 40
bin asker yığmış. İzmir'i istiyor bizden. İtalyan sefiri Povli
Atatürk'ün yanına geldi. Atatürk gece adamıydı.
Ben onunla sabaha kadar beraberdim.
Bana 'Sor bakalım niye geldi?' dedi. O da 'Eğer 4 ay içinde
İzmir'i bize vermezsen, zorla alacağız' diye cevap verdi. Atatürk,
'Ben yarın cevap vereceğim' dedi. Ben İtalyan sefirine, 'Yarın
sabah 9'da gel. Atatürk cevabını o zaman verecek' dedim.
Ayakkabısını giydiren ben, çorabını giydiren ben. Yemeğini
yapan ben. İtalyan sefiri ertesi gün sabah 9'u çeyrek geçe geldi.
Atatürk işaret parmağını kaldırarak İtalyan sefirine 'söyle o
koca herife, o 40 bin askerle İzmir'i alamaz ama ben 4 bin
Mehmetçikle Roma'ya girerim.' Bir gecede İskenderun'u tak diye
aldık.
Bak şimdi Kıbrıs'ı alamıyoruz. “
Anlattıklarıyla beni hayrete düşüren Seyfettin Yağız'ın
bundan sonra okuyacağınız anıları dudak uçuklatacak cinsten. Bu
yüzden noktasına virgülüne dokunmadan tarihçilerin bilgisine
sunuyorum.
İzmir suikastının iç yüzü
"Bunlar o vakit Kazım
Karabekir'in evinde toplanıyorlar. Başlarında Ziya Hurşit var.
Kazım Karabekir'in Atatürk'e suikast yapıldığından haberi yok.
Onun için evini açıyor. İstiklal Mahkemesi Başkanı ve onun
yaveri Ali Kılıç, Hüsnü Bey, Avni Bey, Nüri Bey. Bunlar itiraf
etti. Kazım Karabekir 'in evinde toplandık dediler. Atatürk ile
Kazım Karabekir 'i düşman etmek için. Atatürk bunun üzerine
Karabekir'i Moda 'da bir eve hapsetti. İdam ettirmedi. Kazım bey
orada sürekli kitap yazdı." Paşam paşam
"Marif Vekili (Milli Eğitim
Bakanı) Necati Bey vardı. Atatürk onu çok severdi. Necati bey
ölünce İsmet paşa, Atatürk'e danışmadan Adnan Kotan'ı maarif
vekili yaptı. Birgün Dolmabahçe Sarayı'ndayız. İri yarı şişman
bir adam elinde tavuk, oturuyor. Atatürk dedi ki, 'Git bak bakalım
bu adam kim?' Bende adamın yanına gidip, 'Beyefendi siz kimsiniz'
diye sordum. Beni azarladı. Bak dedim beni azarlama. O zaman onu
masaya çağırdılar. Atatürk ona, 'Marif vekili olmak için ne
lazım' diye sordu. Adnan bey de, 'Efendim talebeler olmaz ama.....'
Atatürk ona imza attırdı. Onu meclise sokmadı. İsmet Paşa
geceleyin geldiğinde şövalye kılıcıyla, 'Paşam paşam ben
başvekil olmak istiyorum' dedi. Atatürk de onu halef yaptı. Celal
Bayar'ı da selef yaptı.
Paşam Atatürk hasta "Atatürk
hastalanıp yatağa düştüğünde İsmet Paşa 'ya haber verdim.
'Paşam Atatürk çok hasta gel.' Gelmedi, 'Geleyim de beni öldürsün
değil mi?' dedi. Araları maarif vekili Adnan Kotan yüzünden
bozuktu. Bir de son zamanlarda İsmet Paşa, Atatürk'e karşı tavır
aldı. Şapkasını çıkarmamaya başladı. Karşısında ayakayaküstüne attı. 4 defa çağırdım gelmedi. Bir de Serbest Fırka
vardı. Bu olaydan sonra tamamen araları açıldı." Kadının
üstü aranmaz "Atatürk en çok kuru fasulyeyi ve nohutu
severdi. Et yemezdi. Sakız leblebisiyle rakı içerdi. Yenice
sigarası içerdi. Bana da kocaoğlan derdi. Bir gün 'Kocaoğlan ben
ölürsem bu memleket felakete gider. Bu sağır (İsmet Paşa'ya
sağır derdi) memleketi yok edecek' dedi. Bir gün karşılıklı
rakı içiyoruz. Bir kadın geldi 35 yaşlarında. Ben üstünü
aramaya kalktım Atatürk kızdı, 'Kadın aranmaz' dedi. Kadın
Atatürk'ün kulağına bir şey söyledi ve gitti. O gittikten sonra
Atatürk, 'O sağırı bul, hemen yanıma gelsin.' İsmet Paşa
geldi. 'İzmir'de bir kambur Kemal varmış. (Kambur Kemal de İsmet
Paşa'nın abisi.)Söyle o Kambur Kemal'e aklını başına toplasın.
Gider o kamburunu düzeltirim' diye konuştu Atatürk
Taşı toprağı altın memleket
"Birine kızdığı vakit katiyen
yüzüne vurmazdı. Bir gün İngiltere Kralı Edward geldi.
Dolmabahçe Sarayı'ndan içeri girerken ayağı kaydı düştü.
Benden mendil istedi. Atatürk bana, "Söyle o krala burası
Türkiye. Taşı toprağı altın gibi tertemizdir. Mendil istemez"
dedi. İnönü'yü sevmemesi için 3 neden "Atatürk'ün en çok sevdiği
insan Celal Bayar ve Mareşal Fevzi Çakmak 'dı. Hiç sevmediği
kimse ise İsmet Paşa idi. İsmet Paşa ile aralarının bozuk
olmasının sebebi, üç şeye dayanıyor. Birincisi İzmir suikastı,
ikincisi serbest Fırka. Üçüncüsü Nuri Conker.î İzmir
suikastını düzenleyen kimdi?
"Kazım Karabekir 'in suikasttan
haberi yoktu. Ziya Hurşit, Avni bey, Nuri Bey, Sait bey ve Rüştü
bey. Biz İzmir'e giderken güzergah belli. Isısız bir yerde
bombayı atacaklar ve Atatürk'ü öldürecekler. Fakat İzmir Valisi
Kazım Paşa haber alıyor ve Atatürk'e telgraf çekiyor. Biz de
Atatürk ile İzmir'e doğru hareket ediyoruz. Telgraf geldi 'Paşam
İzmir'e gelmeyin.' Bunun üzerine Atatürk, 'Sür Kocaoğlan
İzmir'e' dedi. Tam gaz İzmir'e girdik.î Ata 'nın ölümünü
gizledi "Onu çok özlüyorum. O olsaydı ben buralarda olur
muydum? Atatürk 10 Kasım'da ölmedi. Söylersem tarihi
şaşırtıyorsun diyorlar. Atatürk öldükten sonra beni
Dolmabahçe'ye kapattılar. Dışarı çıkmamı istemediler."
Dünden Bugüne Tercüman haber3
sitesinden alınmıştır.29.09.2004
Yorumlar
Yorum Gönder